Mukemmelliyetci Anne

Evlendiğimde anne olmak bana çok uzak bir fikirken yılları tüketen bir çift haline geldiğimizde artık ben de anne olmayı çok istiyordum. Ama eşim benim kadar istekli değildi maalesef. Bir çocuk büyütmenin zorluklarını önüme seriyor ince eleyip sık dokuyordu. Bense işin o boyutlarına hiç girmiyor kadınlık hormonlarımın beni ittiği yere koşar adımlarla gitmek istiyordum. Yola çıkmıştım ve yoldaki engelleri geçmek kolay olmasa da evet sonunda ben de anneydim. Annelik bendeki düzen hastalığından hiç bir şey eksiltmemişti, uykusuz geçen gecelere rağmen evimin düzenini hiç bozmamıştım. Her şeye katlanabilirdim ama dağınıklığa asla! Elim kolum çok uzundu bir o kadar da hızlıydım. Birçok insanın cesaret edemediği şeylere sanki yılların annesiymişim gibi kalkışıyor, telaşlı yanımla kan ter içinde kalıyordum. Tecrübesizliğin verdiği cesaretle büyüttüğüm çocuğumla zaman çok hızlı geçmişti. Hızlı geçen zaman içerisinde seslerin bol bol yükseldiği sinirlerin gerildiği zamanlarımız olduğu gibi sevgimizin gücünün bizi sarhoş ettiği zamanlarımız da bol boldu. Ben kimine göre çok sabırlı ve sakin bir anneyken, bana göre zaman zaman kendini kaybeden de bir anneydim. Kendimi bulduğumda bu kaybedişler beni rahatsız etse de hayatın akışında anne olarak yaşadığım bunca koşuşturmanın içerisinde bu da kaçınılmazdı diye düşünüyor belki de kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Ama yeterince rahatlamıyormuşum ki içimdeki telaş, endişe, mükemelliyetçi yan en sonunda içime sığmayıp taşmış, sağlığımı bozarak ciddi bir uyarı vermişti bana. Sanırım ben ancak bu noktada durabilirdim. Durmasaydım hayatım duracaktı belki de. O günden sonra daha yalın ve sakin yaşamaya çalıştığım hayatımda, çocuğumun gücüyle kazandığım ikinci şansımın farkında bir anneydim. Şimdi çocuğumla geçirdiğim her gün her saat her dakika ne yediği, ne yemediği derdinden çokkk uzakta..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir